Meraklı Rakun: Yaşam

Merhaba!

Meraklı Rakun yayın hayatına başladı. Merak ettiğimiz şeyleri sizlerle paylaşmaya başlıyoruz, paylaştıkça büyümeyi umuyoruz.

Evdeki Spor Salonu

Sağlıklı yaşamak için spor salonlarına gitmenize gerek yok!

Türkiyede Magic the Gathering

İnceleme ve Sorunlar bu başlıkta.

Kickstarter

Projeniz için desteğemi ihtiyacınız var?

Sağlıklı Ses için Vokal İpuçları

Sesinize olan sevginizi nasıl gösterebilirsiniz?

Yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Aralık 2020 Cuma

Sosyal Medya Yasası/Yasağı ve Sonuçları



Sosyal Medya nedir?

Sosyal medya platformları sadece fotoğraflar koyup birbirimiz ile konuştuğumuz basit platformlar değiller. Gerçek hayattaki sosyal etkileşimlerin dijitalleşmiş hali bu. Her nasıl rahatlamak için arkadaşlarınızla buluşuyorsanız, güzel görünmek için kıyafetler alıyor, etkileyici konuşmak için genel kültürünüzü arttırıyor, iş bağlantıları kuruyor, okul arkadaşlarınızla veya bulunduğunuz ortamda çevreye alışıyor vs vs iseniz. Buradada aynı şeyleri yapıyorsunuz aslında sadece araçlar değişiyor. 

Bu Yasanın Kapsamı nedir?

Maddeleri ve ihtiyacınız olan herşeyi haber sitelerinde bulabilirseniz burada biraz iç yüzünden bahsedeceğiz konunun. Yasanın kapsamı istekler karşılanmaz ise rest çekmek, anlaşma ve uzlaşmadan uzak yaptırımlar dayatılan bir yasa. Eminim ki sosyal medyanın güçlenmeye başladığı zamandan itibaren bu güne hazırlık yapılsa veya bu cezalardan önce durumu bir süreç olarak görüp ve/veya zank diye kanunlar yasaklar cezalar çıkmadan şirketler ile iletişime geçilip bir ilişki sağlanmaya çalışsa bu hale gelmezdi. 

Yasanın kapsamı bu, güç savaşları, egoların çarpışması. Tabi bunun ile sınırlı değil basit insanlar değiller kurumsallar ve devletlerden bahsediyoruz, bunlar çıkar arar. Hem maddi hem manevi. Devlet fikri ortaya koyan ve harekete geçen taraf, şirketler ise pasif kalmayı tercih eden ölü taklidi yapan. Bu yasa ile Devlet maddi açıdan bakıldığında para sirkülasyonunu takip etmek istiyor, vergi düzenlemeleri yapmak istiyor bunlar normal fakat birazda suyunu çıkarmak istiyor gibi geliyor, herşeye birşey uydurup açılan davalar kesilen cezalar ve ülkede muhattabın bulunmasının rahatlığı ile. Bu noktada eğer istekler varsa karşılığıda olmalı. Maddi açıdan güvenceleri sağlanmalı karşı tarafın ve gerekiyorsa vergiler ve diğer etkili kalemler tek tek düzenlenmeli uygun hale getirilmeli. Her biri için iki taraflı çıkarlara uygun anlaşmalar yapılmalı, dayatmalar değil, global dünyada güç dengesi çok değişti bu kadar fevri olunamaz diye düşünüyorum. Birde manevi kısımı var karşı tarafı en çok korkutan ise bu, ülkemizdeki hukuk sistemine güvenin çok zayıf oluşu. Diğer ülkelerin ve şirketlerin ülkemiz hakkında görüşü bu ki kendi vatandaşlarımızında görüşü bu. Çıkarlara uygun eğilip bükülebilen bir hukuk sistemi korkutucu. Kimse bu topun altına girmek istemiyor doğal olarak. Kafasına göre sansür uygulayan, hapise atan, karşısındakini önemsemeden kararlar veren ve uygulayan bir sistem haliyle kötüdür. Çok fazla ayrıntıya girmeyeceğim bu konuda. 

Yasaklar Gelir ise Sonuçları ne olur?

Süreç önümüzdeki ay reklamların engelleneceği sonraki aylar bant genişliğinin daraltılacağı şeklinde işleyecek. Eğer bir uzlaşma olmaz ise inanılmaz fazla sonuca sebep olur ve bunları yazabileceğimi sanmıyorum o yüzden en önemli bir iki tanesini yazayım.

  • Kesinlike ilk söyleyeceğim özgürlüğün kısıtlanması (Kuzey Koreye dönüşmekten çok korkarım açıkcası)
  • Reklam engeli ile iç ve dış ticaretin zayıflaması. (Ülkemizde yapılan ihracatın büyük firmalar ve kobiler dahil bir çoğu dijital pazarlama ile yapılıyor. Pazarı ve bağlantıları bu reklamlar kullanarak genişletiyor firmalar.)
  • Sosyal Medya ile ortaya çıkan yeni nesil iş tiplerinin kaybolması (Youtuberlar fenomenler o bu şu hep bu sistemleri kullanarak geçimlerini sağlıyorlar, bazıları ise küresel ortamda boy gösterip ülkemizi temsil ediyor. Bunların yokolması demek hem işsizliğin artması ki zaten covid yüzünden daha daha kötü durumdayız hemde ülkeye giren dövizin yokolması demek.
  • Bunun pandemi krizi esnasında yapılması sonucu etkiler (Herkes karantinalar yüzünden eve tıkılmış durumda aynı zamanda vatandaşın yaşadığı korku ve stresler çoook fazla. Bir çok insan bu mecraları kaçış olarak veya psikolojilerini stabil tutabilmek için kullanıyor. Bunları kaybolması büyük bir kaosa yol açar.)
  • Aynı şekilde kitlelerin kontrolü, bilgilendirilmesi ve gerektiği zaman manipülasyonu bu sistemler kullanılarak yapılıyor yöneticiler tarafından. Devlet ve kurumları açısındanda çok büyük bir kayıp olacaktır.

Dediğim gibi yazdıkça yazabilirim bu konuda çok fazla sonuç var çok fazla sebep var çok fazla hata var ve doğru hareketlerde var. Çok yönlü kaotik bir durum. Şu an içinde bulunduğumuz dijital ve sibernetiğe evrilen bu dünyada hakim olan şey kaos zaten. Hepimiz biliyorduk herşeyin entropiye yenik düşeceğini ama işlerin bu kadar karmaşık bir hal alacağını sanırım kimse bilmiyordu!


19 Kasım 2020 Perşembe

Big Mac Endeksi Nedir?

 Bu başlığımızdan Big Mac Endeksinden bahsedeceğiz. Peki nedir bu endeks ve ne işimize yarar?

Big Mac Endeksi (İngilizceBig Mac Index), The Economist dergisi tarafından yayınlanan ve birçok ülkenin fiyat düzeyini ve satın alma gücünü gösteren bir endekstirEndeks adını McDonald's restoranlarında satılan bir hamburger çeşidi olan Big Mac'ten almaktadır. İlk kez Eylül 1986 tarihinde yayımlanmıştır.Wikipedia


McDonalds'tan aldığımız hamburgerler her ülkede aynı fiyatta değil. Döviz kurundan kaynaklanan fiyat değişikliklerinden bahsetmiyorum firma her ülkeye göre dolar bazında farklı fiyat veriyor. Tabi ki aynı zamanda dolar kurundanda etkileniyoruz. 

Yapılan araştırmalara göre biçilen fiyat ve dolar kuru sonucu ortaya çıkan fiyat ile belirlenen rakama kaç tane hamburger alacağımız ülkenin alım gücünü gösteriyor. Buna "Purchasing Power Parity (PPP)" deniyor.

Bu PPP teorisi aslında çok işlevsel, biraz daha anlamaya yönelik düşünürsek; dolar 8.5i geçmişti şuan 7.55 civarında seyrediyor. Yani dolar türk lirasının 7.5 katı değerinde veya büyüklüğünde. Ama bu demek değil ki Türkiye'nin alım gücü Amerika'nın 7.5 katı altında. İnsanlarda bu yanlış anlaşılma mevcut, tabi ki maaşımızı dolarlamı alıyoruz gibi bir yaklaşım ile yaklaşıp aptallık etmeyeceğim tabi ki döviz kuru alım gücünü ve fiyatları doğrudan etkileyen parametrelerden biri. Fakat alım gücünü sadece bu şekilde karşılaştıramaz ve anlayamayız.

Şimdi alım gücü olayını biraz anladık, Big Mac endeksinin yararını biraz daha anlamak için şu örneği verebilirim. Türkiyede yapılan manav alışverişi ile endonezyada yapılan manav alışverişi tamamen farklı ve sağlıklı ekonomik veri alabilmemiz mümkün değil fakat big mac heryerde big mac. Evet fiyat düzenlemeleri vergisi ıvırı zıvırı var ama yine global olarak en ortak mal diyebiliriz. Mesela hindistanda kırmızı et yani dana eti günah o yüzden tüm McDonalds ürünleri tavuklu ama yine BigMac var tavuklu Big Mac. Bu bize doğru veriler alabilmemizi sağlayan bir araca dönüşüyor.


Nasıl Kullanabiliriz / Bize Ne Yararı Var

  • Ülkelerin para birimlerini rahatlıkla karşılaştırabiliriz.
  • Big Mac yapımında kullanılan et, ekmek, domates, soğan, peynir ve diğer tüm malzemelerin fiyatı hakkında bilgi edinebiliriz.
  • Ülkemizin ekonomisi ne durumda takip edebiliriz.
  • Alım gücünü tahmin etmemize yardımcı olması sebebi ile yapacağımız yatırımları anlamamız ve daha doğru analizler yapabilmemiz için güçlü bir araç.

21 Mart 2020 Cumartesi

Corona Virüs?!


Tekrar merhabalar, bu yazımın yüzde yüz dikkate alınmamasını ve kişisel görüşlerimi içine alacağını başlamadan belirtmek isterim.

Gündemin en büyük olayı sanırım yaşadığımız covid-19 salgını, orada olmayı hakediyor haliyle. Oldukça hızlı yayılan, popülasyonu özellikle belirli kitleleri büyük oranda tehdit eden bir pandemi. Çıkış sebebi veya dünyayı nasıl çevrelediği, nasıl ve ne zaman sona ereceği gibi sorular düşündürse bile şu an bana sorarsanız hiç önemli değil bu soruların cevapları. Şu an önemli olan soruna odaklanmak, paniğe ve cahilliğe engel olmak. Kesinlikle diyorum ki kendinizi ve sevdiklerinizi korumak için hareket edin.


An itibari ile en büyük problem çevredeki insanları düşünmeden kendisini çok fazla düşünen ama bunu yaparak hatalı hareketler yapan insanlar. Ve hareketleriyle hata yapan çok fazla variyasyonda insan tipi var.
- Marketlerde stok tüketen bilinçsiz kitle.
- Hastalık belirtisi göstermeden maske takan ve stokları tüketen kitle. (Maske kullanımı virüs taşıyorsanız çevrenize bulaştırmamanız için bir araç, dışarıdan gelen virüsü engellesin diye değil.)
- Fırsatçılık yaparak fiyatları arttıran üretici ve satıcılar. (İyi ki yaptırım geldi)
- Umursamadan sokaklarda dolaşan ve bana bir şey olmaz diyen distribütörleri.
- Bana bir şey olabilir ama bedava otobüse binerim gezerim diyen 65 yaş üzeri kitle.
- Yanında başkalarını götürmek isteyen enfekte bireyler.
- Bilinçsiz sağlık çalışanları.
- Çok fazla panik yapan ve çevresini kaosa sürükleyen kitle.

Gibi gibi. Çok fazla hata yapılıyor. İnsanlar soğuk kanlılığını kaybediyor. En büyük tavsiyem buna engel olun kendinizi rahatlatın ve gidip ellerinizi yıkayın. Sonra gidip ailenizden başlayarak arkadaşlarınızı, çevrenizi rahatlatacak konuşmalar yapın. Söyleyin ellerini düzenli yıkasınlar insan içine çıkarken karşılaştıkları insanları düşünerek hareket etsinler bu şekilde kendileri için daha iyi olanı dolaylı yoldan ve daha kısa süreden bulabilirler. Bu insanlara söyleyin onlarda çevresine söylesin. Duyarlı, dikkatli ve soğuk kanlı olunur ise tehlike minimum seviyede tutulabilir.


Unutmayın bu tarz pandemiler insanlığın her evresinde ortaya çıkmıştır, düzenin doğal sonucu bu. Öldürücülüğü ve yayılma hızı korkutuyor tabi ki ama yaşadığımız dönemin etkisi bir çoğu. Teknoloji ile dünya küçüldü, bu durum yayılma hızını inanılmaz ölçüde arttırdı. Küçük bir dünyada yaşıyoruz artık, dünya popülasyonu cabası. Öldürücülüğü ise vücudun kritik bir noktasını etkilediği için, nefes almadan yaşayamıyoruz ne yazık ki ve virüsün ilgi alanı solunum yolumuz. Gerekli bütün ayrıntılara sahibiz. Lütfen bunları göz önünde bulundurun. Ne aşırı korkup mantıksız hareket edin ki aşırı korkacağınız bir raddede değil hastalık, ne de çok basit bir şeymiş gibi görmezden gelin umursamazca kendinizi ve çevrenizi tehlikeye atın.

Lütfen kendinize iyi bakın, görüşmek üzere!

18 Kasım 2019 Pazartesi

Forex Nedir? - Bölüm 1: Açılış

Bu yazımız biraz basit olacak, ön bilgilendirme tadında ve ülkemizde Forex'in durumunun üzerinden geçen bir yazı. Fakat yazı serisi olmasının sebebi zamanla konuların ayrıntılarına girecek oluşumuz. Size zamanla ve özenle yazılmış detaylı bir rehber sunmak istiyorum.

Peki Forex Nedir?

Döviz çiftlerinin takası temelli yatırım aracıdır. Tamamen döviz odaklıdır ve para birimlerinin birbiri karşısındaki değeri ile alakalıdır. Bahsedilmesi gereken en önemli nokta forex dünyasının büyüklüğü. Çok fazla katılımcısı var forexin ve diğer yatırım araçları (vadeliler, hisse senetleri, repo, bono vs) gibi forex yanında inanılmaz minik kalır. 5 trilyon dolar üzerinde bir büyüklüğe sahiptir forex marketi ve diğer yatırım araçların kat kat kat kat ötesinde bir büyüklüğe sahiptir.

Döviz Çiftleri?

Döviz çiftleri kullanılır evet, döviz çiftleri EUR/USD gibi gösterilir. Bir alım işlemi yapıldığında bir diğerini satmış olursunuz ve bunun üzerinde sistem işler. EUR/USD çiftinde satın alım yaparsanız dolar ile euro satın almış olursunuz, satış işlemi yaparsanız dolarınızı euroya çevirmiş olursunuz gibi basit bir mantık ile hareket edersiniz. Daha derine daha sonra ineceğiz!

Ayrıca en fazla kullanılan yani geniş likiditeye sahip döviz çiftlerine Major Currency Pair (Ana Döviz Çiftleri) diyoruz. Bunlar; EUR/USD, USD/JPY, GBP/USD, USD/CHF, USD/CAD, AUD/USD, NZD/USD.

Likiditelerini karşılaştırdığımızda Dolar açık ara fark ile birinci oluyor, eğer sıralamam gerekirse para birimlerinin pazara katkısından;
1-USD (84,9%)
2-EUR (39,1%)
3-JPY (19,0%)
4-GBP (12,9%)
5-AUD (7,6%)
6-CHF (6,4%)
7-CAD (5,3%)
8-Diğerleri (25,0%)
Burada değerlerin 100% ü aşıp 200% görünmesinin sebebi işlem yaparken çiftler halinde kullanmamızdır.

Nasıl Forex'e Gireriz?

Evet bunun için en yakın yerel veya farklı ülke bankasına gidip forex hesabı açmak için belgeleri doldurmanız yeterli. Fakat..

Bana sorarsanız detaylı bir araştırma yaparak başlamalısınız. Sadece bankalar değil birçok şirket veya kuruluş size forex oynamanızı sağlıyor. İnternette değişik websiteleri, telefon appleri falan bulabilirsiniz. Tabi bunların hepsi dürüst değil veya avantajları kadar dezavantajları var. Bu adamlara broker diyoruz.

Interbank dediğimiz ana bankalar, küçük bankalar vs vs. bu hizmeti sunmakta. Ayrıntılı daha sonra bahsedeceğim ama acele edecekseniz bir kaç kriterden bahsedeyim. Öncelikle kaldıraç oranı çok önemli, kaldıraç yatırımınız ile oynayacağınız parayı belirler. Mesela 1000 dolarınız var ve kaldıraç oranınız 1/100, bu sayede 1000 dolarlık bakiyeniz ile 100.000'lık döviz çifti kontrol edebilirsiniz. Unutmayın ne kadar yüksek kaldıraç o kadar yüksek risk/kazanç. Diğer dikkat edilmesi gereken nokta ise işlem ücretleri, iyi bankalar gerçek forex yapan kuruluşlar işlem ücretine gerek duymaz. Alım satım yaparken arada bir miktar fark olur (alış fiyatı fazla, satış fiyatı az), buna spread(dağılım) diyoruz, aradaki farkın cinside forex dilin Pip'dir. Bu oran brokerların sistemden para kazanmasını sağlar. Son dikkat edilmesi gereken ise brokerın güvenilirliğidir, nasıl fikir sahibi oluruz nerelerden araştırma yaparız vs vs çok derin konular o yüzden diğer yazılarda aşırı ayrıntılı biçimde bahsedeceğim.

Türkiye'de Forex?

Burası zurnanın zırt dediği yer. Ülkede forexi 2017de çıkan kanun ile yokettiler.

Sermaye Piyasası Kurulu, kaldıraçlı işlemlerde 1’e 100 olarak uygulanan kaldıraç oranını 1’e 10 olarak değiştirirken, 50 bin TL alt limit getirdi. "

Kaldıraç oranı inanılmaz düşük aynı zamanda alt limit gözlerimizi yakıyor. Devletin bunu yapmasının sebebi küçük yatırımcının kaybetmesini engellemek, onları korumak olmuş. Fakat akıl fikir sahibi olmadıktan sonra küçük büyük farketmez yine kaybeder. Gerçekten sistemin bu hale gelişinin sebebini anlamıyorum. Normal şartlarda brokerın çalışma tarzına göre düşük alt limitler veya yine yüksek alt limitler, düzenlenebilir veya sabit değişken kaldıraç oranları olabilir. Fakat bu kanun ile hiçbir broker kafasına göre veya sistemine göre iş yapamıyor. Limit belli, çeşitlilik hiçbirşey yok. Durum böyle olunca küçük yatırımcı sisteme giremiyor, büyük yatırımcınında pek bulaştığını sanmıyorum 1/10 kaldıraç ile.

Bu sebeple yurtdışından bir broker bulmak en mantıklısı bu noktada. Çeşit çeşit sistem sunan brokerlar var, tamamen sistem tipini istediğinize göre seçebilirsiniz. Bu şekilde bulabileceğiniz brokerlarda alt limiti 10 dolar 1/1000 kaldıraç vs bulabilirsiniz. Fakat benim tavsiyem 10-20 dolarla girmek aşırı mantıksız, tek işlem ile tüm paranızı kaybedebilirsiniz. En aşağı 500 dolar derim ki tavsiye bankalara, ilk deneyiminizin için dikkat etmeniz gerekenlere, kaldıraçlara falan filan herşeye sonraki yazılarda değineceğim. Ha birde eğer ben girecem derseniz yazıları okumadan DEMO HESABIYLA BAŞLAYIN!!!!!! Sistemi öğrenmenin en önemli bölümü teorik bilginin yanında pratiktir, her konuda olduğu gibi.

Görüşmek üzere, Meraklı Kalın!

18 Ekim 2019 Cuma

Serçe Parmak Kırığı veya Diğer Adı ile Boksör Kırığı


Merhabalar ! Bu yazımda daha dün başıma gelen boksör kırığı hakkında topladığım bilgileri size aktarmaya çalışacağım, kırık parmak ile yazıyorum yani. Öncelikle bahsetmeliyim ki bu oldukça sık rastlanan ve basit bir kırık biçimi. Fakat küçümsenirse kırık ilerler ve oldukça kötü sonuçlar doğurabilir o yüzden farkettiğinizde veya şüphelendiğinizde hemen en yakın hastaneye gidip röntgeninizi çektirip tedavinizi görün. Yazıda nasıl oluştuğu, alınacak tedbirler, kırık sonrası dikkat edilecekler, nasıl bir tedavi uygulandığı ve zorluklarından bahsedeceğim.

Kırığın sebepleri:
Adından anlaşılabileceği gibi bu kırık çoğunlukla boksörlerde görülüyor ve sert yumruk atmalarından kaynaklanıyor. Sert deyiminin yanına birde yanlış/ters atılan yumruklarıda dahil etmemiz gerekiyor. Genel sebepleri;

  • Ayarsız atılan veya sinir problemi yaşayan insanların yaptığı gibi sert cisimleri yumruklamak,
  • Elin çarpabileceği veya elin üzerine düşerek yaşanabilecek kazalar,
  • Spor kazaları,
Tedbirler:
Serçe parmağımız en dış tarafta olması ve daha kırılgan bir yapıya sahip olması sebebiyle tehlikeye oldukça açık.
  • Meditasyon ve psikoterapi görerek öfke problemlerini aşmak ki oldukça kötü bir alışkanlık ki fiziksel tahribatın yanında psikolojik tahribata ve sosyal sorunlara yol açıyor.
  • Dövüş sporları ile ilgileniyorsanız ekipmanlarınız konusunda ucuza kaçmayın, kaliteli malzemeye sahip ekipmanlar kullanın ki hastane masrafınız ekipman masrafını aşmasın. Ve kırıklar çıkıklardaki gibi kronikleşebilir. Iyileşen kırığın daha sağlam iyileştiğini söyleyen dedidkodu sadece kırığın iyileşme süresinde oluşan koruyucu tabaka ile sınırlı.
  • Kalsiyum eksikliğine izin vermeyin günlük yeterli kalsiyumunuzu alın.
Tedavi:
Her türk erkeğinin vereceği tepki gibi bende kırık olduğunu düşündüğümde hastaneye gitmedim ve uyumayı tercih ettim. Fakat ağrı dinmedi ve elim hareket yetisini oldukça kaybetmişti. Bende mecburen bir göstereyim dedim. Hastaneye gittiğimde ağrının serçe parmağım ile yüzük parmağım etrafında başladığını ve bileğe kadar devam ettiğini söyledim ve doktorun ilk tepkisi boksör kırığı oldu ve röntgene gittim. Ve misler gibi bir kırığım vardı. Doktor alçıya aldıktan sonra güçlü bir ağrı kesici yazıp eve yolladı. Evet bu kadar basit. Bir hafta sonrasında ortopediye gidip uzman doktora göstermek gerekiyor ki bunu daha erken yapabilirsiniz. Ve 3 hafta ila 3 ay (kırığın büyüklüğüne ve metabolizmanıza göre) yamuk yumuk bir el ile gezmek gerekiyor.

Sonrasında yaşanan zorluklar, dikkat edilecekler ve yapılacaklar:
Alçının mantığına uygun yaşamak gerekiyor. Ağrı kesicinizi alın ve mümkün olduğunca az hareket ettirin. Ve iyileşene kadar bekleyin. Benim hayatımı oldukça etkileyen bir olay oldu ağrısı sızısı hiçbirşey değil ben hayatımı bilgisayar kullanarak ve müzik yaparak devam ettiren bir insanım ve hiçbirini efektif yapamıyorum ki enstrüman hiç çalamıyorum. İlk olarak bunların çözümlerini düşündüm ve boksör kırığı ateli ile karşılaştım. Bu alçının görevini gören fakat çıkarılıp takılan ve diğer parmaklara daha özgür hareket imkanı sağlayan bir araç. Hemen gittim baktım ve yüzük parmağı ile serçe parmağını birleştirip sabitliyor bir metal yardımıyla ve efektif olduğunu gördüm. Henüz doktora danışmadığım için takmıyorum fakat kırık çok ilerlememişse veya 1 aylık iyileşme süresinin son haftası veya sürecin son çeyreğinde rahatlıkla takılabilen bir araç. İlk tüyom bu. İkinci tüyom ise tabi ki boyna asmak. Bu çok klasik herkes bilir, sebebi ise ödem olmaması ve kontrollü kan akışı. Kolu aşağı bırakı veya yukarıda tutarsak bu ağrı ve ödem ile sonuçlanır. Bunu istemeyiz. Şu an minimum hareket ile bilgisayar kullanabiliyorum ve bunu inanılmaz başarısız biçimde yapıyorum. Aynı şekilde yemek yerken, giyinirken, duş alırken yani hep yaptığımız herşey inanılmaz zorlaşıyor. Olumlu yanından bakar isem neredeyse hiç kullanmadığım saftirik sol elim yeni şeyler tecrübe edip güçleniyor. Ki bu oldukça güzel bir olay iki eli aktif kullanabilmek beyin fonksiyonlarını çoşturan ve çok yönlü gelişmeye sebep olan bir olay. Neyse, goygoyu bırakayım. Hareket etmeyen parmaklar, bilek ve kaslar iyileşme tamamlandığında tembelleşmiş olacak. Benim bu konudaki çözümüm oynatmamın sorun olmadığı eklemlerimi aklıma geldikçe hafifçe oynatıp tembelleşmesini önlemek. Ve yarım alçı yapıldıysa bileğe küçük masajlar yapmak. Konuyla bağlı olarak alçı çıktığında ani hareketlerden kaçının ve kendiniz fizik tedavi yapın. Ilık bir suya sokup elinize masaj yaparak hafif hafif oynatın, parmak kaslarınızı eklemlerinizi ve bileğinizi açın ki tekrar sakatlanmayın.

Sanırım bunlar dışında önem teşkil eden birşey kalmadı edindiğim tecrübede. Ha birde sokakta tanıdık eş dosttan aşırı ilgi görecek ve sırayla herkese anlatmak zorunda kalacaksınız. Gördüğünüz ekstra ilgi ve ailenin hizmetleri cabası. Ama bunlara kanıp kırmayın elinizi. Bye!

1 Ekim 2015 Perşembe

Kickstarter Nedir?


Bir icadınız veya müthiş bir fikriniz var fakat bunu gerçekleştirecek paranız yokmu? O zaman size Kickstarter'ı sunmak istiyorum. Site oldukça güzel bir amaç için kurulmuş. Zekice bir tasarım ve işleyişe sahip. Bir buluşu gerçeğe dönüştürmek için oldukça paraya ihtiyaç oluyor ve devletin veya başka bir kişi veya kurumun fon sağlaması için oldukça şanslı olması gerekiyor fikir sahibinin. Ki bizim ülkemizi düşünürsek böyle bir şans faktöründen bile bahsedemeyiz. Fon falan yok yani kendi paran olacak.



Sitenin amacı tam olarak güzel fikirlere sahip insanları maddi açıdan desteklemek, sitenin binlerce hatta milyonlarca kullanıcısı hoşlarına giden ürünlere veya icatlara bağış yapıyor. Kimi bir dolar kimi bin dolar. Kimi zaman çok saçma şeyler bile destek bulabiliyor, yürüyen uçak projesine bile destek bulabilirsiniz. Veya çok sıradan şeyler, birçok müzisyen albüm yapmak için yardım topluyor. Bir çok ev hanımı tariflerini geliştirmek için ve bunu insanlara sunmak için para topluyor. Sizde herhangi fikrinizi hayata geçirebilirsiniz bu sayede. Bunun için ilk olarak yapmanız gereken gerçekten işe yarar veya insanların hoşuna gidebilecek bir fikre sahip olmak, ardından güzel bir tasarım ile görseller ile bunu destekleyip siteye koyuyor insanlara sunuyorsunuz. İnsanları çekmeniz için tasarımının güzel olması ve projenizden bahsederken açık ve anlaşılır olmanız şart. Bunun ardından ise ihtiyacınız olan miktarı belirliyor ve bir kaç küçük hediye sunuyorsunuz. Bu sistem oldukça tatlı. Projeye destek olanların verdiği miktara göre, mesela 1-10 dolar arası bağış yapanlara albümün limited edition kopyası, 1000 dolar bağış yapana albüm + kişiye özel yazılmış bir şarkı + teşekkür mektubu gibi. Destekleyen sadece ona özel olan bir şey hediye edilmiş olmasının keyfini sürerken, fikir sahibi hayallerini gerçekleştirmiş oluyor. Mükemmel bir konsept olduğunu düşünüyorum. Siteye ulaşıp fikirlerinizi sunmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. Meraklı kalın !

28 Eylül 2013 Cumartesi

Evdeki Spor Salonu - Bölüm 4: Lesmills Combat






Evimizde uygulayabileceğimiz spor programlarından bir tanesi olan Les Mills Combat (LMC) yağ yakmayı amaçlayan ve kondisyonunuzu geliştirirmek için dövüş sanatları tekniklerini harmanlayan bir program. Zorluk olarak 3 seviyeden oluşan LMC yeni başlayanlar için uygulaması güzel ve zevkli.

LMC' ye başlamadan önce The Basics videosunu izlerseniz eğitim esnasında kombine edilen hareketlere kolay ayak uydurabilir ve antremanlardan daha çok verim alabilirsiniz.


21 Eylül 2013 Cumartesi

Sağlıklı Ses için Vokal Ipuçları


Evet bu yazıda vokal yani ses tellerimiz için yararlı olabilecek birkaç ipucu vereceğim. Yazacaklarım kendi denemelerim ve araştırmalarım sonucu topladıklarım bir araya getirilmiş bilgi yumağıdır. Vokal tekniği, ses rengi çok önemli tabi ki ama sağlıklı ses tellerine sahip olmazsanız bunları maksimum düzeyde kullanabilmeniz pek mümkün değil. Ses tellerinin narin bir kas kütlesi olduğunu unutmayınız. Neyse başlayalım ipuçlarına.

1) Bol bol su için. Vücutta her zaman gerekli miktarda su bulundurmak, sürekli çok hızlı titreyen ses tellerinin zarar görmemesi ve maksimum performans alınması için oldukça önemli. Dengeyi sağlamak lazım. Aşırı kafein kullanımı ses telleri için pek hoş etkiler yaratmaz kurutur ve hareket kabiliyetini azaltır. Aynı zamanda alkol kullanımıda ses telleri için zararlıdır, bildiğiniz gibi alkol boğazdan geçerken yakar bundan ses telleride nasibini alır. İçinde su bulunduran meyve ve yiyecekler alternatif olabilir.
( Uygun miktarda alınan alkol ile boğazınızın temizlenmesini sağlayabilirsiniz, en iyi boğaz temizleyicilerden diyorlar! Ve kahve candır abartmamanız yeterli sağlıklı vokaller için. )

2) Sigara vokallerin büyük düşmanıdır. Bunu açıklamama lüzum yok sanırım. ( Kişisel Not: Sesimi geliştirmeye yönelik elimden geleni yapan biriyim ve sigara kullanıyorum. Zararlarını görüyorum nefes ve ses tellerimin esnekliği açısından. Eğer sizde benim gibiyseniz, diğer sağlık önlemlerine dikkat edin günlük egzersizlerinizi boşlamayın. Nefes açısından sporunuzu yapın, nefes çalışmaları yapın. Sigaranın zararını minimuma indirmek için. Fakat günlük sigara sayısını abartıyorsanız birkaç sene sonra sesinize güle güle demeniz gerekir. )

3) Ses tellerinizin dinlenmesine izin verin gün içinde. Eğer çok konuşan veya konuşmak zorunda kalan bir kişiyseniz. Gün içinde 15 dakikalık ses dinlendirmesi yapın, hiç konuşmayın.

4) Yüksek veya çok düşük notaları söylerken boğazınızı sıkmamaya çalışın tamamen rahat olmamanız durumda sakatlayabilirsiniz sesinizi.

5) Hastayken sesinizi yormamaya çalışın. Çalışmadan kendinizi kötü hissediyorsanız sadece küçük ısınma egzersizleri yapın.

6) Sabah kalktığınızda fırsat bulabiliyorsanız sesinizi ısıtacak egzersizler yapın. Dudaklarınızın, dillerinizin ve ses tellerinizin açılması için olan egzersizler. (Lip Trill, Tongue Trill diye arayabileceğiniz egzersizler. ) Ve sesinizi çok ittirmeden birkaç dizi söyleyerek ısıtın sesinizi.

7) Süt ve içinde süt bulunduran ürünleri tükettiğinizde ses tellerinizi bir tabaka kaplar bu şarkı söylemenizi güçleştirir, sizi mutsuz edebilir. Bu yüzden süt ürünlerini tükettikten sonra hemen şarkı söylemeyin, programınız varsa programdan önce süt ürünü tüketmeyin.

8) Yemeğin hemen ardından şarkı söylemeyin bu ses teli sağlığından çok şarkı söyleme kapasitenizi etkiler. Mide dolu olduğu için diyaframınızı yeterince kullanamazsınız. Durum böyle olunca yine kendinizi kötü hissetmenize ve güç gereken pasajları söyleyememenize sebep olur. Bu nedenle şarkı söylemeden önce çok fazla yemeyin çok açsanız açlığınızı bastırıp size enerji verecek atıştırmalar yapın.

9) Bir yerde rastladığım ses telleri için iyi gelen bir karışımı paylaşmak istiyorum. Söyleyeceğim şeyleri mikser ile karıştırıp bir parça ekmek ile tüketebilirsiniz.
    -5 havuç
    -2 kereviz sapı
    -2 elma
    -1 maydonoz demet
    -4 turp
    -4 sarımsak dişi
    -3 inç zencefil kökü

10) Ve son olarak sesinize sevginizi verin gözünüz gibi bakın üşütmeyin etmeyin özen gösterin ama abartmayın. Çok sıkıya gelmeyi sevmez ses sürekli atkıyla fularla gezmeyin sesime bişey olacak diye ses tellerinizde özgürlüğü sever. Sevdiğiniz şeyleri özgür bırakın !!! Şaka maka cidden abartmayın ters tepki alabilirsiniz.

Umarım işinize yaramıştır bu toplama bilgiler.
    
       

Evdeki Spor Salonu - Bölüm 3: Insanity Bol Bol Terlemeli Program



Insanity, tamamiyle kardio ve yağ yakımını amaçlayan ve belkide bu konuda bulabileceğiniz en güzel antrenman serisinden bir tanesi. Seviye olarak uygun olup olmadığınızı öğrenmek için ilk videosu olan fit testi yapmanız ve kendiniz ölçmeniz programı uygulama konusunda size fikir sahibi olmanız için olanak sağlıyor.

İnsanity 60 günlük bir program haftanın 6 günü uyguluyorsunuz ve etkisini en çok gösteren program olduğunu söylüyorlar bana kalırsa tamamiyle doğru. Düzgün ve uygun bir diyet programıyla istediğiniz kiloya ulaşmamanız için hiç bir sebep yok.

Insanity programında ekstradan hiç bir ağırlık veya başka bir ekipmana sahip olmanıza gerek yok bu da Insanity için uygulaması diğerlerine göre daha olası diyebileceğimiz anlamına geliyor. Benim tavsiyem ev de spor yapmayı düşünüyorsanız yapacağınız spor ne olursa olsun bir mat edinmeniz ve spor ayakkabısı giymeniz bunlar küçük ayrıntılarda olsa size çok büyük rahatlık sağlayacaktır.

Antrenmanları yaparken sesini açmanız antrenörü dinlemeniz sizi motive ederken antrenmanlar ile ilgili püf noktaları yakalamanızı sağlayacaktır.


Evdeki Spor Salonu - Bölüm 2: P90x Home Fitness Program


P90x evde spor yapmaya karar verdiğimde denediğim ilk program. Toplamda 3 ay süren bu program ortalama 1-1.30 saat süren ve haftada 6 gün yapmanız gereken bir program. P90x kas kütlenizi arttırırken yağ yakmanıza da yardımcı oluyor.

Sahip olmanız gereken dumbell lar ve barfix barı bu sporu herkesin uygulamasını biraz daha zorlaştırıyor.
Sporu rahat bir şekilde yapabilmeniz için ortalama 3-4 metrekare bir alana ihtiyacınız var. Spor geçmişi olmayan veya yüksek kilolarda zayıflamak için spor yapmaya başlamayı düşünen insanlar için P90x fazla zor gelebilir.

P90x' e yeni başladığımızda hareketlerin tekrar sayılarını yapabildiğimiz kadar yapmalıyız. Video larda izlediğimiz kişiler spor geçmişi olan ve bu işi uzun süredir devam ettiren insanlar oldukları için moralimizi bozmamıza gerek yok örneğin videoda 15-20 arası barfix çekmekten bahsediyorlarsa siz bu hareketi yapabildğiniz kadar yapmalısınız.

Hareket bittikten sonra kaslarınızda hafif bir sızlama ya da hafif bir yanma hissediyorsanız evet istediğiniz kas grubunu çalıştırmışsınız demektir bunu yazma sebebim ben hareketlerin hepsini yapamıyorum diyerek kaslarınız çalıştırmadan bir sonraki harekete geçmemeniz.

Başlarken spor yapmayı her gün zaman ayırmayı angarya olarak değil her gün yaptığınız yaşamınız için gerekli olan rutinleri tekrar ediyormuşsunuz gibi düşünmelisiniz, yemek yemek gibi. Aksi taktirde 3 ay sizin için kendi gelişiminiz izlemekten ve keyif almaktan çok işkenceye dönüşecektir bu durumda 3 ayı tamamlamanız bile bir mucize olur.

Bunun dışında yapmanız gerekenler videolarda eğitmenler tarafından sizlere ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. Spor yaparken eğitmenleri dinlemeyi alışkanlık haline getirirseniz hem daha iyi motive olursunuz hemde antreman arasında verdikleri ipuçlarını yakalama fırsatınız olur veya türkçe alt yazılarını internette biraz arama yaparak bulabilirsiniz.

Bahsetmem gereken en önemli şeylerden birisi internette karşılaştığınız önce ve sonrası fotoğraflarının gerçeği her zaman yansıtmıyor olabileceği. Yurt dışında gıdaların ve sporcu takviyelerinin fiyatları ülkemizdekine göre çok farklı olduğu için maalesef yurt dışındaki bireyin 3 ay P90x yapması ile yurdumuzdaki bir bireyin 3 ay P90x i tamamlaması çok farklı olabiliyor. Özellikle besin alımına bağlı kas gelişmesi ve yağ yakımı yüzdeleri değişiyor.

Evdeki Spor Salonu - Bölüm 1: Giriş








Sağlıklı yaşayabilmemiz için spor yapmanın gerekli olduğunu artık hepimiz biliyoruz ve sporu hayatımıza belli oranda yerleştirmeye çalışıyoruz. Spor yapmak için elimizde koşmak veya yürüyüşe çıkmak, spor salonuna gitmek gibi imkanlar olabilir fakat buna zaman ayıramayan insanlar spor yapmaktan soğumalı mı ya da zamanım enerjim yok diye kestirip atmalı mı ?

Cevap hayır,

Kilo vermek veya kas kütlenizi arttırmak ya da sadece fit bir vücuda sahip olmayı isteyen insan sayısı bir hayli fazla ama spor salonuna gidecek zamanı ve salona gidip de ilgisiz antrenörlerden dolayı sonuç alamamış insan sayısı çok fazla.

Her şeyden önce unutmamız gereken şey sağlığımızı korumak ve yaptığımız spordan maximum performansı almak için kişiye özel yapılmış diyet programına doğru bir şekilde uymak.

Bizzat uygulamış olduğum programların tanıtımlarını diğer konularda bulabilirsiniz.